18 Eylül 2013 Çarşamba

İSYAN


Kendi kendini kemiren bir kanser hastası gibiyim. Ağaçlardaki yapraklara bağlamışım ümitlerimi. Yapraklar tükenince öleceğime inandırmışım kendimi. Oysa çoktan kurudu içimdeki o koca çınar. Gölgesinde ne çok insanla paylaşmıştım sayısız anımı. Ailem, dostlarım, aşklarım ve benim için değersiz sayısız insanla. Hiçbiri akıl edemedi bir yudum su dökmeyi ağacımın köklerine. Yaşam dolu, heyecan dolu, sevgi dolu, aşk dolu, şans yüklü, güven yüklü koca çınar ağacım kupkuru şimdi. Gölgesine sığınan yüzlerce tatlı düşümü de kaybettim artık. Yani çoktandır ölüyüm ben. Onda kurduğu salıncağında dünyasını unutan o küçük kızı da görmüyorum nicedir. Dışımın yalnızlığı içimi de kavurdu sonunda. Dört bir yanım çöl, dört bir yanım akbaba şimdi.
Ne yazık ki planlarımızı ya da isteklerimizi değil, hayatın bize sunduklarını yaşarız her zaman. Ve her sunum muhteşem olmuyor. Aşk tadında, rakı balık tadında ya da yağmur sonrası toprak kokusu tadında olmuyor. Olmadı işte.
Kaderin bir bildiği vardır derler hep. Merak ediyorum benim kaderimin bildiği nedir ve ne zaman kendini gösterecektir? Pusulasız kaptan gibiyim, kaderim bir gösterse yolumu belki ben de mutlu olacağım. Kim bilir? Ben bilmiyorum ve bundan çok sıkıldım artık.

Yolların yolsuzlaştığı, dürüstün adileştiği, haklının ceza aldığı bir dünyada yaşamak mıdır acaba talihsizliğim? Dedim ya, aşk her şey içindir diye, en büyük tutkum olan milletim bile BENİM değil neredeyse. Bayrağıma uzanan eller de iyi niyet yok. Topraklarımda yaşayan ama sırtımda bıçağının ucunu hissettiğim hainlerle beraber soluyorum vatanımın temiz havasını.
Fabrikalarım ya kapatıldı ya satıldı. Güzel İzmirimin kilit noktası olan İzmir Limanı bile benim değil. Köprülerim satıldı. Topraklarım satıldı. Atalarımın kanıyla aldığını para için satanlar BANA vekil oldu. Neresinden tutsam elimde kalıyor hayat. Düzensizlik almış başını gidiyor. Haklının değil zenginin hüküm sürdüğü günleri yaşamaktayız. Ne acı ki elimizden bir şey gelmiyor. Zam üstüne zam, ihanet üstüne ihanet, satış üstüne satış, sürekli borç alımı, hıyanet, ihanet, nankörlük, vefa bilmezlik... Ne ararsan var yani. 
Bu ne biçim dünya? Bu nasıl adalet? İnsanlar neye göre iyi, neye göre kötü? Kimler neye göre iyiyi, neye göre kötüyü yaşıyor? İyi nerede bitiyor ya da tam olarak nerede başlıyor?
Bıkkınlık, hırsızlık almış yürümüş. Kimse “Dur” demiyor. Adeta “Gemisini yürüten, kaptan bu devirde.”
Yüreğim acıyor. Her yerden acımasızca saldırıyor hayat. İndiriyor da indiriyor yumruklarını. Birikmiş hıncını alıyor gibi. Kan revan içinde minicik bir yürek benimki.  Bitmek üzere direncim. Hayata tutunduğum dal kırılmak üzere. Yavaş yavaş veda ediyorum hayata.
Elveda güzel olan her şeye.
Elveda yaşayamadıklarıma.

Etiketler:

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa