İSYAN
Kendi kendini kemiren bir kanser hastası gibiyim. Ağaçlardaki yapraklara bağlamışım ümitlerimi. Yapraklar tükenince öleceğime inandırmışım kendimi. Oysa çoktan kurudu içimdeki o koca çınar. Gölgesinde ne çok insanla paylaşmıştım sayısız anımı. Ailem, dostlarım, aşklarım ve benim için değersiz sayısız insanla. Hiçbiri akıl edemedi bir yudum su dökmeyi ağacımın köklerine. Yaşam dolu, heyecan dolu, sevgi dolu, aşk dolu, şans yüklü, güven yüklü koca çınar ağacım kupkuru şimdi. Gölgesine sığınan yüzlerce tatlı düşümü de kaybettim artık. Yani çoktandır ölüyüm ben. Onda kurduğu salıncağında dünyasını unutan o küçük kızı da görmüyorum nicedir. Dışımın yalnızlığı içimi de kavurdu sonunda. Dört bir yanım çöl, dört bir yanım akbaba şimdi.
Ne
yazık ki planlarımızı ya da isteklerimizi değil, hayatın bize sunduklarını
yaşarız her zaman. Ve her sunum muhteşem olmuyor. Aşk tadında, rakı balık
tadında ya da yağmur sonrası toprak kokusu tadında olmuyor. Olmadı işte.
Kaderin
bir bildiği vardır derler hep. Merak ediyorum benim kaderimin bildiği nedir ve
ne zaman kendini gösterecektir? Pusulasız kaptan gibiyim, kaderim bir gösterse
yolumu belki ben de mutlu olacağım. Kim bilir? Ben bilmiyorum ve bundan çok
sıkıldım artık.
Yolların
yolsuzlaştığı, dürüstün adileştiği, haklının ceza aldığı bir dünyada yaşamak
mıdır acaba talihsizliğim? Dedim ya, aşk her şey içindir diye, en büyük tutkum
olan milletim bile BENİM değil neredeyse. Bayrağıma uzanan eller de iyi niyet
yok. Topraklarımda yaşayan ama sırtımda bıçağının ucunu hissettiğim hainlerle
beraber soluyorum vatanımın temiz havasını.
Fabrikalarım ya kapatıldı ya satıldı. Güzel İzmirimin kilit noktası olan İzmir Limanı bile benim değil. Köprülerim satıldı. Topraklarım satıldı. Atalarımın kanıyla aldığını para için satanlar BANA vekil oldu. Neresinden tutsam elimde kalıyor hayat. Düzensizlik almış başını gidiyor. Haklının değil zenginin hüküm sürdüğü günleri yaşamaktayız. Ne acı ki elimizden bir şey gelmiyor. Zam üstüne zam, ihanet üstüne ihanet, satış üstüne satış, sürekli borç alımı, hıyanet, ihanet, nankörlük, vefa bilmezlik... Ne ararsan var yani.
Fabrikalarım ya kapatıldı ya satıldı. Güzel İzmirimin kilit noktası olan İzmir Limanı bile benim değil. Köprülerim satıldı. Topraklarım satıldı. Atalarımın kanıyla aldığını para için satanlar BANA vekil oldu. Neresinden tutsam elimde kalıyor hayat. Düzensizlik almış başını gidiyor. Haklının değil zenginin hüküm sürdüğü günleri yaşamaktayız. Ne acı ki elimizden bir şey gelmiyor. Zam üstüne zam, ihanet üstüne ihanet, satış üstüne satış, sürekli borç alımı, hıyanet, ihanet, nankörlük, vefa bilmezlik... Ne ararsan var yani.
Bu
ne biçim dünya? Bu nasıl adalet? İnsanlar neye göre iyi, neye göre kötü? Kimler
neye göre iyiyi, neye göre kötüyü yaşıyor? İyi nerede bitiyor ya da tam olarak
nerede başlıyor?
Bıkkınlık,
hırsızlık almış yürümüş. Kimse “Dur” demiyor. Adeta “Gemisini yürüten, kaptan
bu devirde.”
Yüreğim
acıyor. Her yerden acımasızca saldırıyor hayat. İndiriyor da indiriyor
yumruklarını. Birikmiş hıncını alıyor gibi. Kan revan içinde minicik bir yürek benimki.
Bitmek üzere direncim. Hayata tutunduğum
dal kırılmak üzere. Yavaş yavaş veda ediyorum hayata.
Elveda
güzel olan her şeye.
Elveda
yaşayamadıklarıma.
Etiketler: Demet Yener
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa